Mekke’nin Manhattan’a dönüşmesi – İlhami Güler

Kitap ve İnsan - kitapveinsan.com

Bu şehir(Mekke), içinde barındırdığı kutsal mekânın(Kâ’be’nin) sembolik dinselliğine/ulûhiyetine/ maneviyatına/ruhaniyyetine uygun cesamette ve mimari bir zerafette tutulamayarak

gökdelen binalar, oteller ve alış-veriş merkezleri ile New York’un “Manhattan” semtine dönüştürülmüştür.

Yüzyıllar boyunca İslami terbiye, Ka’be’den yüksek katlı bina yapmayı saygısızlık olarak algılamışken; bugün adeta Ka’be ve Mescid-i Haram,  gökdelenlerin, rezidansların ve otel binalarının ayakları altına gömülmüş bir “karaltı” olarak kalmış durumdadır.

Hacc ibadetinde Hz. İbrahim’in yaşamının ve verdiği Tevhit mücadelesinin onca hatırası birer “menasik” olarak Tanrı tarafından korunmuş iken(örneğin: sa’y,  makam-ı İbrahim…); Hz. Muhammed ve Ashabının Mekke ve Medine’de veya başka bir yerde sürdürdükleri 23 senelik yaşam ve mücadelesinden “hatıra(tezkire/zikra)” olarak hiçbir şey bırakılmamıştır.

Ka’be ve Mescid-Haramı bu duruma düşüren ruhun, bedevi gabiliği olan “Selefilik” ve petro-dolar tarafından zehirlenmiş bir içgüdü olduğu ortadadır.

“Allah’ın Evi” olarak isimlendirilen Ka’be’ye gelecek olursak, Tevhid inancını tarihe tutturan ilk peygamber olan Hz. İbrahim tarafından itikâf, tavaf ve kıyam-rükû-secde(Namaz) ibadetleri için “mabed” olarak(2/125, 22/26) oğlu İsmail ile birlikte inşa edilmiştir.

Kabe(siyah örtülü küp yapı), İnsanlık için Tanrı adına, yeryüzünde sembolik bir merkez/kaldıraç (kıyamen, 5/97), insanlığın yöneleceği hedef/kıble ve sığınak(mesabeten ve emnen,2/125) anlamlarına gelir.

Hacc ibadetinin(rükünlerinin) sembolik anlamları da bu çerçevededir. Ulûhiyeti parçalayan ve insanın güçsüzlüğünü aşmak için yardım(36/74) ve güç(19/81), olsun diye yaratılan “put”ların sembolizmine karşı, kimliksiz “küp yapı” ile Tanrının aşkın varlığını ve tekliğini ifade etmenin bir aracı.

Putperest bir toplumda, aşkınlığın idrakinin zorlandığı bir aşamada insanlığa verilmiş nezih bir “taviz”. Aslında ibadet mekânı iken; ibadet “vasıtasına” dönüş.

Varlık âleminde/evrende “Dengi hiçbir şey olmayanın”(112/4), “benzeri hiçbir şeyin olmadığı”(42/11) Allah’ın ve insanlık için hayırhah niyetlerinin yeryüzünde “temsili”; Hz. İsa’nın Hıristiyanlıkta inanıldığı gibi, ona benzer bir şekilde “Ka’be, Tanrının “incarnation(bedenlenme-tezahür)”ı değildir.

Müşrikliğe bulaşmamış veya onu bugün aşmış muvahhitler için acaba hâlâ o kadar önemli midir? Tanrının unutulduğu, öldürüldüğü/inkâr edildiği bir çağda, esas sorun, O’nun “tekliği”nin -anakronik olarak- sembolik ikrarı mı; yoksa inkârının reddi ve “Var” olduğunun ısrarı mıdır?

Hele bu ibadet, -“Vinç Kazası” örneğinde olduğu gibi- insanın hemcinsine yabancılaşmasını, ona merhametini ve adaletini gölgeleyen bir duruma gelmişse. İbadetler, tek başlarına Tanrıyı memnun etmenin aracı haline gelerek, insanın kendi vicdanına ve hemcinsine merhametini yok eden bir raddeye gelmiş ise, bunları tekrar etmenin anlamı nedir?

Alıntı: http://www.islamianaliz.com/yazi/mekkenin-manhattana-k%C3%A2benin-puta-donusmesi-2248#sthash.OJ3iZ53I.HxaT2MQb.dpbs

Ayrıca okuyunuz:

1 – Hac Suresi 97. ayet – hac Allah’ın insanlık üzerindeki hakkıdır http://kitapveinsan.com/hac-suresi-97-ayet-hac-allahin-insanlik-uzerindeki-hakkidir

2 – Nurettin Topçu: Kâbe’den dönüşte merhamet, aşk ve muhabbet getirdikleri görülmüş müdür?   http://kitapveinsan.com/kabeden-donuste-merhamet-ask-ve-muhabbet/

3 – Kabe, altın kaplamalı ipek örtünün altında Arakan’a ağlıyor http://kitapveinsan.com/kabe-altin-kaplamali-ipek-ortunun-altinda-arakana-agliyor/

4 – Ali Şeriati: “Onun hacdan elde ettiği ve senin de görebildiğin tek şey… http://kitapveinsan.com/ali-seriati-onun-hacdan-elde-ettigi-ve-senin-de-gorebildigin-tek-sey/

5 – Kendileri haramları terk edince değil; haramlar onları terk edince gidiyorlar hacca… http://kitapveinsan.com/kendileri-haramlari-terk-edince-degil-haramlar-onlari-terk-edince-gidiyorlar-hacca/

Bir cevap yazın