İslâm’a göre şeytan (İblis) Allah’ın hasmı ve rakibi değil, Allah’ın asi ve günahkâr kuludur. Kur’an’da anlatılan Âdem-İblis kıssalarından çıkan sonuç şudur:
Âdem de, şeytan da Allah’ın emrine karşı geldi ve günahkâr oldu (Tâhâ 121).
Fakat Âdem günahından af diledi ve makbul oldu (Bakara 37).
İblis günahını savundu ve ilahi rahmetten kovuldu (A’râf 12, Kehf 50).
Şeytan Allah’ın Allah olduğunu bilir ve itiraf eder, onun yüceliğine yemin eder (Enfal 48, Haşr 16).
Kur’an’a göre şeytan, Allah’ın değil insanın hasmı ve rakibidir. O, varlığını insanı yoldan saptırmaya adamıştır (A’râf 16, Hicr 39, İsra 62, Sâd 82).
Tanrı, şeytanın varlığına, insan hemcinsini ötekileştirmesin ve şeytanlaştırmasın diye izin vermiştir. Şeytanın varlık sebebi, insanın kendi türünü ötekileştirmesinin önüne geçmektir. Zira insanın zaafları vardır. Bu zaaflar, aslında insanı üstün kılan meziyetlerin yan etkileridir. İnsanın zaaflarından biri de, mutlaka ötekileştirecek birini aramasıdır.
Şeytan insan için gerçek bir ötekidir. Şeytanın varlığıyla Tanrı, insana şu zımni mesajı verir: Ey insan! İlle de birini ötekileştireceksen şeytanı ötekileştir! Zira şeytan insanın apaçık düşmanıdır (Bakara 168, Fatır 6, Yasin 60).
Vahiy, şeytanın, sorumluluk bilincine sahip aktif akıl, irade ve vicdan sahibi insan üzerinde, hiçbir gücünün olmadığını söyler (İsra 65).
Şeytanın insana karşı kullanabileceği tek güç, insanın şeytana kendi iradesinden transfer ettiği güçtür. Bu yüzden şeytanın etkisi altına giren biri, şeytanı değil kendini suçlamalıdır. O kişi, akıl, irade ve vicdanını vahiyle aktif tutacağına pasif tutmanın bedelini ödemektedir (Zuhruf 36).
Onun şeytana aldanmış olması, kendisi için bir mazeret teşkil etmez (İbrahim 22).
Şeytan- zaten kafirlere gönderilir.(Meryem 83)
Alıntı: Mustafa İslamoğlu, İslam Nedir? Sf. 39-41