Demek ilahi ‘’beraatname’’yi aldın ve cenneti garantiledin, öyle mi?! Çok büyüksün, çoook!…
Sen de büyüksün, şeyhin/gavsın da!
.
Bizim Nebimiz gaybı bilmiyor (6/50) ve insanların kalbini okuyamıyordu (9/101). Ama senin şeyhin gaybı biliyor ve kalplerimizi okuyabiliyor!
.
Nebimiz kendisine yalan söyleyenleri ayırt edemiyor, onları tanıyamıyordu (9/43). Ama senin şeyhin daha insanlar konuşmadan –bir bakışla- her şeyi anlayabiliyor!
.
Bizim Nebimiz, -değil uzaktakileri- kendi evindeki olayları bile göremiyordu (66/4,5). Ama senin şeyhin kilometrelerce mesafeden senin yatağındaki dönüşlerini bile görebiliyor!
.
Bizim Nebimiz kabirdekileri göremiyor, onlarla sohbet edemiyordu. Çünkü o ölülere işittiremiyordu (30/52;35/22). Ama senin şeyhin kabirdekilerle sohbet edebiliyor. Hatta birlikte ders yapıyorlar!
.
Bizim Nebimizin öyle ya da böyle bazı günahları olmuş ve günahları için Allahtan af dilenmişti (40/55, 47/19)). Ama senin şeyhinin –maşallah- hiçbir günahı yok! Pir-ü pak!
.
Bizim Nebimizin Allahtan başka sığınacak, yardım isteyebilecek kimsesi yoktu (1/5,72/20,22). Ama senin müracaat edebileceğin, uçağın düşerken yardım isteyebileceğin yüzlerce/binlerce evliyan ve bir isteğin olunca kabrine yönelebileceğin, isteğini yapan Gavs’ın var (Bağdat/Geylanî)!
.
Bizim Nebimiz kendisine de bize de ne yapılacağını bilmiyor, bize cenneti garanti edemiyordu (46/9). Ama senin şeyhin hem bunları haber verebiliyor hem de cenneti garanti edebiliyor! Etti de!
.
Bizim Nebimiz, canını almaya gelen ölüm meleğini geri gönderemiyor, ecelini erteleyemiyordu (39/30). Ama senin şeyhin –bir el işareti ile- Azrail’i geri gönderebiliyor!
.
Bizim Nebimiz, bizi, azap meleklerinin elinden kurtaramıyor (7/188). Ama senin şeyhin kurtarabiliyor! Hatta Allah azap hükmünü verse bile –azap melekleri yakalayıp götürürken- tarikatının/şeyhinin adını söyler söylemez seni bırakıveriyorlar!
.
Bizim Nebimiz istediği anda Allah’dan haber alamıyor ve bunun için bazen haftalarca/aylarca beklediği oluyordu (2/144;93/3). Ama senin şeyhin istediği an Allah ile görüşebiliyor ve hatta ondan senin ile ilgili ‘’beraatname’’ bile getirebiliyor! Nitekim getirdi de (öyle diyorsun)!
.
Herhalde bu yüzden çok cesursun!
Bizim Nebimiz bu kadar cesur değildi; O Allahtan korkardı, ama sen korkmuyorsun! Çok cesursun, çok!
.
Doç. Dr. Zeki Bayraktar, 28.11.2017
