Marija Tiurina“ Untranslatable Words” (“Çevrilemeyen Sözcükler”) isimli illüstrasyon çalışmasında 14 çevrilemeyen sözcüğe yer vermiş. Japoncadan Yiddiş’e farklı dillerde kullanılan bu sözcükler sadece birkaç harfle aslında üzerine bir paragraf yazılabilecek anları, hisleri, “şey“leri anlatıyor.
Schlimazl (Yiddiş): Şanssızlığı süreklilik kazanmış kişi
Duende (İspanyolca): Bir sanat çalışmasının bir insanı derinden etkileyen gizemli gücü
Age-otori (Japonca): Saçını kestirdikten sonra daha kötü görünmek
Kyoikumama (Japonca): Çocuğunun okulda başarılı olması için onu acımasızca sıkıştıran anne
L’appel Duvide (Fransızca): Direkt çevirisi “boşluğun çağrısı” olsa da daha çok yüksek yerlerden atlama dürtüsüne verilen isim
Luftmensch (Yiddiş): Hayalci insanlara denir. Direkt tercümesi“hava insanı”dır.
Tretar (İsveççe): “Tar” tek başına bir fincan kahve anlamına geliyor. “Patar” ise aynı fincandaki kahvenin tazelenmesi anlamına gelirken “Tretar” ikinci kez tazelemek anlamına, yani bir fincanı üçüncü kez kahveyle doldurmak anlamına geliyor.
Torschlusspanik (Almanca): “Kapanan kapı korkusu” gibi bir karşılığı olan bu sözcük bir insanın yaşlandıkça azalan fırsatlardan korkması durumudur
Schadenfreude (Almanca): Birisinin talihsizliğini görmekten haz almak
Tingo (Pascuense): Bir arkadaşının evinden önce tek bir eşya alarak sonra bütün hepsini ödünç alma isteği duymak
Cafuné (Brezilya Portekizcesi): Birisinin saçlarında elini nazikçe dolandırma eylemi
Palegg (Norveççe): Bir dilim ekmek üzerine sürülebilecek/konulabilecek bir şey ya da her şey
Gufra (Arapça ): Bir avuçta biriktirilebilen su miktarı
Baku-shan (Japonca ): Güzel bir kız – yüzüne bakılmadığı sürece
Çevrilemeyen Sözcükler // Marija Tiurina
Alıntı: Portakal Tercüme