Kur’an, Cahiliyye Araplarının ‘kör gelenekçiliği’ni şiddetle reddeden bir mesajdır

Kitap ve İnsan - kitapveinsan.com

 

Gelenek, Muhafazakâr düşünce çığırının “dinin mahfazası” olarak gördüğü bir şeydir. Bu mahfaza o kadar mühim kabul edilir ki, gelenek çözüldüğünde ortada din diye bir şey de kalmaz.

Fakat gelenek kelimesi affınıza sığınarak, nesebi gayrı sahih bir kelimedir.

Müslümanlar “örf” diye bir terim kullanırlar ve onu şeriatın kaynaklarından biri olarak kabul ederlerdi. Bu açıdan bakıldığında, örf, ancak edille-i erbaa denilen aslî dinsel normlara aykırı olmadığı ölçüde, “ma’rufu izlemek” anlamında Müslümanların uymaları beklenen bir şeydi.

Gelenek kelimesi, batılılaşma sürecinde Müslümanların dillerine batılı “tradition” terimini karşılamak üzere girdi. Atalardan miras aldığımız her şeyi karşılayan ve sırf ananevî tarzda tevarüs ettiğimiz için hürmete layık olup olmadığını tartıştığımız bir şey oldu.

Müslüman, elbette örflere değil, öncelikle ilahî çağrıya kulak veren insandır. Bu açıdan bakıldığında, Kur’an, Cahiliyye Araplarının “kör gelenekçiliği”ni şiddetle reddeden bir mesajdır.

İzutsu’nun çalışmaları “kavim asabiyetiyle bağlanılan atalar dininden” İslam’a geçişin aydınlatıcı bir tahlilini verir.

Örf, aslî çağrıya ve ilahî yükümlülüklere aykırı olmamak kaydıyla, “insanların maruf yolu” olarak bir değer taşır.

Doç. Dr. Vehbi Başer